Özgün ve yaratıcı düşünceyi öne çıkaran dersimizde her dönem öğrencilerimizin hazırladıkları metinleri bu sayfada yayımlayacağız. Öğrencilerimiz güzel bir Türkçe ve ilgi çekici bir anlatım ile yazdıkları yazılarında yeni bir söylem geliştirebilecekler. Aynı zamanda güncel kitaplar veya kültür / sanat etkinlikleri üzerine izlenimlerini özgürce ifade edebilecekler. Kişisel düşünce, duygu ve izlenimlerin açığa vurulduğu bu metinler web sayfamız aracılığıyla okurla buluşacak.
Öğrencilerimizin yazılarıyla şekillenen bu sayfa yeni üretimlere zemin hazırlamasının yanı sıra okurlarına güncel kültür / sanatı daha yakından takip etme olanağı sunacak.
Ayrıca tüm öğrencilerimizin yazılarına <stars.bilkent.edu.tr/turkce> adresinden ulaşılabilir.
Çiçek Doğa Elgin / “Kadınların ‘Dövüş Kulübü’ “
Moleküler Biyoloji ve Genetik / 2. Sınıf
“Artık hepimizin oldukça aşina olduğu bir senaryo var. Sabahın körü veya gecenin bir yarısı, sıcacık yatağınızda veya dışarıda rahatsız bir sandalye üstünde, televizyondan veya telefondan gülümseyen bir kadının fotoğrafını görüyorsunuz. Kimi zaman elli yaşına yaklaşmış kimi zaman lisans diplomasını yeni almış kimi zaman ise “kadın” diyemeyeceğimiz kadar küçük bir kız, tek ortak noktaları fotoğraflarındaki gülümsemeleri ve altlarındaki yazının içeriği.”
Yazının tamamını okumak için buraya tıklayınız.
Aras Soylu / “Şimdi Orada Kim Oynuyor?”
Bilgisayar Mühendisliği / 2. sınıf
“Bazı anlar vardır, içinden hiç çıkamazsın. Zaman akar, sen tıkanıp kalırsın. Sıkışıp kalmışsındır bir asansörün içinde âdeta. Hem de öyle sıkışmışsındır ki ne tuşlar çalışır ne de kapı açılır, yardımına koşacak bir ruh bile yoktur. Ben ise bir asansörde değil de zamanda takılı kalmıştım: çocukluğumda. Eskiden beri bir çocuğun içinde saklı kaldığıma inanırım. Saçları dağınık, avuçlarında toprak, gözlerinde dünya kadar merak taşıyan bir çocuk. İşte o çocuk benim en saf ve temiz hâlimdi.”
Yazının tamamını okumak için buraya tıklayınız.
Zeynep Naz Ergin / “Kendimden Bir Parça”
Elektrik ve Elektronik Mühendisliği / 2.sınıf
“Ben edebiyat yapamam, yaratıcı da değilimdir. Edebiyat yapamam fakat önceden yaratılmış bir eseri ‘kendimin’ yapabilirim. Zira sayısız metne yapılan çevirilerin, kaleme alınan eleştirilerin, hatta yazılan alternatif sonların altında yatan neden de bu değil midir? Bir eseri kendimizin yapmak, esere benliğimizden birer parça eklemek… Çeviri yolculuğum, sevdiğim çizgi romanları çevirmekle başladı. İnsanların da bu hikâyeleri okumasını, benim bağlandığım gibi onların da çok sevdiğim hikâyelere bağlanmasını istedim.”
Yazının tamamını okumak için buraya tıklayınız.
Zeynep Sude Şahbaz / “Anlamsız Koşu”
İşletme / 2. sınıf
“Zihnimin orasına burasına dağılmış anılarımda kendimi hep koşarken bulmuşumdur nedense. Sanırsınız yürüdüğümde dünya parmaklarımın arasından kayıp gidecekti, ben de veryansın ederek yitirdiğimin ardından bakakalacaktım. Önce annemin ilgisiydi peşinde olduğum, ya düşseydim? Abimle top peşinden de koştum bir süre ama ondan sıkılmam uzun sürmemişti, zaten abimin benden daha güzel top oynayan arkadaşı da çoktu. Öğretmenimin peşindeydim.”
Yazının tamamını okumak için buraya tıklayınız.
Hamza Akdeniz / “Kendi Diktatörüm”
Fizik / 1. sınıf
“Beni ben yapan en temel özelliklerimden birisi kendimi eleştirmemdir. Bunu gerçekleştirirken bir tarafım diktatörmüşçesine öbür tarafıma neleri yapmam ve neleri yapmamam gerektiğini söyler, yaptığım eylemlerin sebeplerini sorgular. Bu eylemin gerçek sebebi neydi? Kısa vadedeki bir “ödül” için uzak gelecekteki bir hedeften vazgeçtim mi? Yaptığım şeyi çevremdeki insanların etkisi altında kalarak mı yaptım yoksa olabildiğince rasyonel sınırlarda kalarak mı?
Yazının tamamını okumak için buraya tıklayınız.
Fatma Naz Gök / “Kalabalık Bir Benlik”
Mütercim ve Tercümanlık / 2. Sınıf
“Ben kimim? Kendimi bildim bileli cevap aradığım bir soruydu bu. Daha okuma yazma bile bilmezken yatağıma yatar, gözlerimi kapatır ve bu soruyu kendime sorardım. Sonrasında hayalimde giderek küçülürdüm. Önce hayatımdaki insanların çemberinin ortasında bulurdum kendimi. Daha sonra aynı şehirde yaşadığım, ardından aynı ülkede olduğum insanlar, en son da dünyadaki herkesin oluşturduğu daha da büyük bir çember çevrelerdi beni.”
Yazının tamamını okumak için buraya tıklayınız.
Fatma Zehra Kanpolat / “Rayların Üstünde Giden Hayat”
Hukuk / 2. Sınıf
“Hayatın yapay hissettirdiği anlar yaşıyorum bazen. Sanki gerçekten yaşayan bir insan değilim de kurgusal bir eserin başrol oyuncusuyum. Olay akışını değiştirme şansım yok. Bana verilen senaryoyu oynuyor, elime tutuşturulan replikleri söylüyorum. Kendi hikâyemin senaristi olamıyorum bir türlü. Belki de böyle hissetmemin nedeni hayatımda bir şeyleri değiştirmek isteyip de başaramamamdır. Eğer bu gerçekten benim hayatımsa dilediğim gibi yönlendirebilmeliyim diye düşünüyorum.”
Yazının tamamını okumak için buraya tıklayınız.
__________________________________________________________
Ali Çağan Tanrıverdi / “Eyfel’in Gölgesinde Demir ve Kökler”
Bilgisayar Mühendisliği / 2. Sınıf
“Gece Paris’i bir kadife örtü gibi sararken Seine Nehri’nin sularına düşen ışıklar, kentin damarlarında dolaşan altın damlalar gibiydi. Eyfel Kulesi, bir zamanlar geçici olması planlanan o demir yığını, şimdi şehrin kalbinde bir hançer gibi göğe uzanıyordu. Altında durduğumda içimde garip bir his belirdi: İnsanlığın zaferi mi, yoksa doğaya karşı kazandığını sandığı bir savaş mıydı bu?”
Yazının tamamını okumak için buraya tıklayınız.
__________________________________________________________
Tuana Arslan / “Sorun Cinsiyette Değil Zihniyette”
Hukuk / 2. Sınıf
“Sizlerden cinsiyetinizi bir kenara bırakıp günümüzde neden hep kadınların yaşadığı zorluklardan bahsedildiğini bir düşünmenizi istiyorum. Bu soruyu kendime ilk sorduğumda bir kadın olarak ağırlığını üzerimde hissetmiştim. Kendime “Neden hep kadınlara ikinci cinsiyet muamelesi yapılıyor, acaba gerçekten kadınlar erkeklerden daha aşağı bir konumda mı yer alıyor?”, “Biz kadınlar yalnızca toplumun öngördüğü görevleri mi yapmalı?” sorularını sorduğumu hatırlıyorum.”
Yazının tamamını okumak için buraya tıklayınız.
__________________________________________________________
Uğur Can Şen / “Sarsıntı”
İktisat / 3. Sınıf
“Thomas Bernhard’ın Sarsıntı adlı eserinde yaşıyormuşçasına yine sarsıntılarla dolu bir günün sonundayım. Derslerim bitmiş, karnım tok, yurda dönüyorum yokuş yukarı. Çimlerin önündeki banklar ya birbirini seven çiftlere ya da çok düşünenlere eşlik ediyor. Ben ise çoğu zamanki gibi ikinci kategorideyim yeniden. Şehrin ışıkları, kapitalizm, bana gövde gösterisi yaparken fikirlerimle ve duygularımla yalnız kalmaya çalışıyorum yine sarsıntılarla dolu bir günün sonunda.”