2018-2021 yılları arasında okul öncesi yaştaki çocuklar ve anneleriyle yürüttüğümüz, “Annelerin Kullandıkları Dil Özelliklerinin Çocukların Zihin Kuramı Becerileri ile Boylamsal İlişkisi” başlıklı Tübitak çalışmamız hakkında sizlere bir duyurumuz var!
2018 yılında başladığımız 3-senelik Tübitak destekli (217K169) no’lu çalışmamız son bulmuştur. Burada kısaca sizlerle öğrendiklerimizi paylaşmak isteriz. Bulgularımızı bizden dinlemek isterseniz 12 Ocak 2022 Çarşamba günü, akşam 21:00’de zoom üzerinden bize katılabilirsiniz. Bu çevrimiçi etkinliğimize çalışmamıza katılmış olan annelerin yanısıra konu ile ilgilenen tüm ebeveynler, öğretmenler ve gelişim psikolojisi ile ilgilenen herkes davetlidir. Amacımız öğrendiklerimizi bir sohbet çerçevesi içerisinde anlatmak ve fikirlerinizi almaktır.
Bu çalışma çocukların zihin kuramı adı verilen becerilerinin gelişimine anne-çocuk sözlü etkileşiminin özelliklerin katkısını incelemektedir. Zihin Kuramı becerisi çocukların sosyal dünyayı anlamlandırmasında başat önemi olan bir beceridir. Bu beceri çocukların insanların birbirlerinden farklı duygu, istek ve düşüncelere sahip olabileceklerini, insanların davranışlarının zihinlerindeki bu duygu, istek ve düşüncelere bağlı olduğunu ve yanlış bir düşünceye, bilgiye, kanıya sahip kişinin davranışının bu yanlış kanıya bağlı olacağını anlamlandırmasını içerir. Tipik gelişim gösteren tüm çocuklar bu beceriyi anaokulu ve okulöncesi yıllarında edinirler. Bu becerinin edinilmesinin altında bazı bilişsel faktörler vardır. Bunlardan en önemlileri çocuğun dil ve dikkat becerisidir. Kendi ülkemiz dahil, birçok kültürde yapılan çalışmalar çocukların zihin kuramı becerileri ile dil ve dikkat gibi bilişsel becerileri arasındaki olumlu ilişkiyi tutarlı olarak belgelemiştir.
Aynı yaştaki çocukların aralarındaki zihin kuramı becerisi farklılıklarını açıklamakta dil ve dikkat becerisine ek olarak çocukların sosyal dünyalarında kendilerine bakım veren, sürekli iletişimde oldukları yetişkinlerle ilişkileri de önemli bir değer taşır. Yurtdışında İngilizce, İspanyolca ve Çince konuşan çocuklar ile yapılan çalışmalar ebeveynlerin kullandıkları dil özelliklerinin çocukların Zihin Kuramı becerisi ile ilişkilerini tutarlı olarak ortaya koymuştur. Bizim çalışmamızın amaçlarından biri bu ilişkiyi Türkçe konuşan anne-çocuk çiftlerinde gözlemlemekti. Yetişkin-çocuk konuşmalarının zihin kuramı ile ilişkisi tutarlı olarak bulunmuş bir özelliği zihin durumlarını belirten ifadelerin kullanım oranı ve sıkılığıdır. Bu ifadeler, nesnel olarak gözlemlemenin mümkün olmadığı, başkalarının zihin durumları hakkında fikir yürütmeyi gerektiren durumların ifadesidir. Bunlar algı (örneğin görmek, duymak), fizyolojik durumlar (örneğin uykusu gelmek, aç olmak), motivasyonlar (örneğin çabalamak), istekler (örneğin dilemek, istemek), duygular (örneğin üzülmek, sevinmek) ve bilişsel (örneğin düşünmek, karar vermek) ifadeleridir.
Çalışmamıza katılan 120 anne ve çocuk çifti 2018-2019 yıllarında araştırma merkezimizi ziyaret ettiler. Çocuklar dil becerisi, dikkat becerisi ile zihin kuramını ölçen görevleri tamamladılar. Bunun akabinde anneler yazısız-resimli bir öykü kitabını çocuklarına anlattılar. Yaklaşık bir hafta sonra bu anne ve çocuk çiftleri evlerinde ziyaret edildiler. Çocuklar ile yapılan kısa bir dil çalışmasının ardından, anneler bir hafta sonra anlattıkları öyküyü, aynı kitap ile tekrar anlattılar. Bundan bir sene sonra 26 anne-çocuk çifti araştırma merkezimizi tekrar ziyaret ettiler ve bir hafta sonra evlerinde ziyaret edildiler. Maalesef COVID pandemisinin başlaması ile yüzyüze görüşmelerimiz kesintiye uğradı. Gerekli izinleri alıp, çalışmamızı çevrimiçi ortama taşıdık. 81 anne-çocuk çifti çalışmamıza evlerinden dijital ortamda katıldı. Bu çiftler ile de aynı yüzyüze görüşmelerde olduğu gibi bir hafta ara ile iki kere görüşüldü.
Çalışmamız sonucunda birçok şey öğrendik. Kısaca özetlemek gerekirse, öncelikle aynı yurtdışında yapılan çalışmalarda olduğu gibi annelerin kullandıkları dilin çocukların zihin kuramı gelişimine etkisi olduğunu öğrendik. Ama daha önce yapılan çalışmalardan ayrılan ve literatüre katkısının olacağını düşündüğümüz bilgilerimiz de var. Bunlardan en önemlileri şunlar:
- Son yıllarda yapılan çalışmalar zihin durum ifadelerinden en çok bilişsel durum ifadelerine odaklanmışlar, diğer zihin durum ifadelerini saymayı ve analiz etmeyi bırakmışlardır. Oysa sosyal dünyayı anlamlandırmak sadece başkalarının düşüncelerine odaklanmayı içermez. Başkalarının duyguları, istekleri, motivasyonları, neleri algıladıklarını anlamak da sosyal becerinin parçalarıdır. Biz bu çalışmada özellikle son yıllarda yapılan çalışmalarda yer almayan algı ifadelerine de yer verdik. Bunun önemli bir sebebi Türkçe’nin algıya bağlı olarak ifadelerin bilgisel gerçekliği hakkında önemli nüansları ifade eden yapılarının olmasıdır (-miş’li geçmiş zaman). Bu konuda haklı olduğumuzu gördük annelerin algı ifadelerinin kullanımı, aynı bilişsel ifadelerin kullanımı gibi çocukların zihin durumu becerileri ile ilişkili idi.
- Annelerin kullandıkları zihin durum ifadelerini kiminle ilgili kullanıldıklarına göre ayırdık. Anneler bazen bu ifadeleri öykü karakterleri hakkında (örneğin “Çocuk kurbağasının nerede olduğunu bilmiyor”), bazen kendileri ya da çocukları hakkında kullandılar (örneğin “Kurbağanın nerede olduğunu bilmiyorum” “Kurbağanın nerede olduğunu sen biliyor musun?”). Önceki çalışmalar çoğunlukla sadece öykü karakaterleri ile ilgili kullanılan zihin durum ifadelerine odaklanmışlardır. Oysa anneler çocuklarının öyküyü daha iyi anlamlandırabilmeleri için bazen kendi algılarından, duygularından, düşüncelerinden, bazen çocuklarınınkilerden bahsetmektedirler. Biz çalışmamızda böylesi kullanımların annelerin duyarlı destek sistemlerinin bir unsuru olduğunu düşündük. Bu açıdan önceki çalışmalardan ayrılmaktayız. Sonuçlar bu açıdan beklentilerimizi karşıladı. Çocukların zihin kuramı becerisinde anne-çocuk atıflı zihinsel durum ifadelerinin kullanımının bir etkisi olduğunu gördük. İlk ölçüm zamanında (2018-2019) çocukları zihin kuramını açısından tüm çocuk grubunun içerisinde daha düşük puanlar elde etmiş olan annelerin daha çok kendilerine ve çocuklarına atıf yaptıklarını, fakat aynı zamanda öykü karakterlerine yoğun olarak atıf yapmaya devam ettiklerini gördük. Annelerin kendilerine ve çocuklarına yaptıkları bu atıfların uzun vadede bir sene sonra meyvalarını aldıklarını belirledik. Çünkü annelerin birinci zamanda hem kendilerine hem çocuklarına yaptıkları atıf oranları, öykü karakterlerine yaptıkları atıflar gibi çocukların bir sene sonraki zihin kuramı becerilerine istatistiki olarak anlamlı ve olumlu yönde katkılarının olduğunu belirledik.
- Son olarak, annelerden aynı öyküyü aynı zaman diliminde bir hafta ara ile tekrar anlatmalarını istemiştik. Araştırmamız bu yönü ile yazındaki önceki araştırmalardan ayrılmaktadır. Tüm çalışmalar bir öykünün ilk anlatımını kullanmıştır. Bizim düşüncemiz annelerin çocuklarının öykü ile ilgili bilgileri arttıkça kullandıkları dilin özelliklerini farklılaştıracağını düşünmemizdi. Nitekim sonuçlar bazı açılardan beklediğimiz gibi, bazı açılardan sürpriz oldu. Beklediğimiz gibi annelerin ikinci anlatımları birinci anlatımlarına kıyasla uzunluk açısından farklı idi. Fakat biz annelerin daha çok bilişsel ifade kullanacaklarını ve daha az algısal ifade kullanacaklarını düşünmüştük. Bu düşüncemiz doğrulanmadı. Ama çok değerli bazı bilgiler edindik. Mesela annelerin iki anlatımlarının birbirleri ile zaman ve mekan açısından çok tutarlı olduğunu gördük. Buna ek olarak birinci anlatımda özellikle küçük yaştaki erkek çocuklarının annelerinin daha çok zihin kuramı atfı yapmaya meyilli olduğunu fakat ikinci anlatımda tüm cinsiyet farklarının ortadan kalktığını ama çocuğun yaşının önemli bir faktör olmaya başladığını gördük. Mesela 2018-2019 yıllarında beş yaş grubunda olan çocukların anneleri ikinci anlatımda üç ve dört yaş çocuklarının annelerine oranla daha çok öykü karakteri atıfı ve daha az kendilerine ve çocuklarına atıf yapmaya başladılar. Bu da, çocukların bilişsel yetkinleri yaşa bağlı olarak arttıkça annelerin öykü ile ilgili bilgisi olan çocuklarına konuşmalarının farklılaştığını gösterdi.
Bu özet önemli olduğunu düşündüğümüz bazı bulguları içerdi. Daha çok bulgumuz, paylaşmak istediğimiz, sizlerin sayesinde sizlerden çocuk gelişimine anne dilinin katkısı ile ilgili öğrendiğimiz çok şey var. Katılan anne ve çocuklara sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Katılımınız hepinizin tanıdığı bir doktora öğrencimizin çalışmalarına, bir master öğrencisinin çalışmasına destek olmuş, buna ek olarak kendi dilimiz ve kültürel çerçevemiz içerisinde yurtdışında yapılan çalışmalardan elde edilen bilgilerin uygunluğunu araştırmamıza olanak sağlamıştır. Buna ek olarak, yurtdışında yapılmış olan çalışmalara ekleyecek ve gelişim psikolojisi alanının ilerlemesine katkıda bulunacağımızı düşündüğümüz bulgularımız vardır. Bu çalışma ile ilgili bir makale basılmış, bir diğeri hakem değerlendirmesinde, bir başkası ise hazırlık aşamasındadır. Tüm bunlar cömert katkınız, bize zaman ayırmanız, bizi evlerinize kabul etmeniz sayesinde olmuştur. Bilkent Gelişim Araştırma Birimi olarak hepinize teşekkür ederiz.
Bize canlı olarak çevrimiçi ortamda katılıp bulgularımızı görseller eşliğinde dinlemek, fikir alışverişinde bulunmak isterseniz, 12 Ocak 2022, Çarşamba akşamı sizleri çevrimiçi konuk etmekten mutluluk duyacağız. Katılım linki aşağıdadır:
Konu: Anne-Çocuk Sözlü Etkileşiminin Çocukların Zihin Kuramı Gelişimlerine Katkısı
Zaman: Ocak 12, 2022; 21:00
Katılım Linki: https://zoom.us/j/9686059054
Toplantı ID: 968 605 9054
Araştırma birimimiz Bil-Ge bünyesinde çalışan Psikoloji Bölümü lisans son sınıf öğrencilerimizden Aleyna Tepe ve İrem Gül Ayçiçek, bitirme projeleri için TÜBİTAK Araştırma Projesi Desteği almaya hak kazanmışlardır. Kendilerini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.
Projenin Adı: “Orta Çocuklukta İroni Anlayışının Perspektif Almaya Göre Değişimi”
Projenin Özeti: İletişim kurarken her zaman söylemek istediklerimizi direkt olarak açık bir şekilde ifade etmeyebiliriz. Bazen söylemek istediklerimizi ironik ifadelerle, yani aslında düşündüğümüz şeyin tam tersini dile getirerek ifade edebiliriz. İroninin ironik eleştiri ve ironik övgü olmak üzere iki farklı türü vardır. Bu çalışmanın amacı Türk çocuklarda ironik ifadenin hangi türünün daha kolay anlaşıldığını ve konuşmacının veya hedefin perspektifini almanın ironi anlayışına bir etkisi olup olmadığını araştırmaktır. Bunlara ek olarak, çocukların zihin kuramı becerisinin ironi anlayışları ile ilişkisi de araştırılacaktır. Zihin kuramı, insanların kendilerinin ve başkalarının duygu, düşünce, niyet ve isteklerini anlama becerisidir. Bu çalışmada, çocuklarla birlikte çeşitli hikayeler dinleyecek ve literatürdeki eksiklik doğrultusunda ironi anlayışı hakkında daha detaylı bilgiler edinmeye çalışılacaktır.
19-20 Eylül 2019 tarihlerinde, Ege Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşen 2. Gelişim Psikolojisi Sempozyumu’nda bizler de Bil-Ge ekibi olarak gelişim psikolojisi alanında yaptığımız güncel çalışmalarımızı anlattık. Emeği geçen herkese teşekkür eder ve tüm araştırmacılarımızı tebrik ederiz!
Poster sunumu yapan araştırmacılarımız:
-Ecem Mutlu
-Cansu Sümer
-Elif Bürümlü-Kısa
-Feride Nur Haskaraca-Kızılay
-Eda Önoğlu-Yıldırım
-Aslı Yasemin Bahar
-Bartuğ Çelik
Araştırma birimimizin kurucu danışmanlarından Doç. Dr. Hande Ilgaz, 3-4-5-6 Temmuz 2019’da Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde düzenlenen TPÖÇG 23. Ulusal Psikoloji Öğrencileri Kongresi’nde açılış konuşması yapmıştır. Türkiye’nin dört bir yanından gelen Psikoloji bölümü lisans öğrencilerine araştırma konusunda ilham veren “Zihin Kuramı Gelişiminde Kültürel Çeşitliliğe Dil Merceğinden Bakış” başlıklı güzel konuşması için kendisine çok teşekkür ediyoruz…
Araştırma birimimiz Bil-Ge’de uzun yıllar bizimle çalışmış Psikoloji bölümü son sınıf öğrencilerimizden Berfu Ulusoy ve Naz Deniz Atik, lisansüstü eğitimlerine devam etmek üzere yurt dışında bulunan prestijli üniversitelerden burslu olarak kabul almışlardır. Kendilerini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz!
Berfu Ulusoy
Kabul aldığı program: Utrecht Üniversitesi’nde Çocukluk ve Ergenlikte Gelişim programında 2 yıl süreli yüksek lisans
İlgi ve araştırma alanları: Sosyal-bilişsel çocuk gelişimi, çocuklarda zihin kuramı gelişimi, bellek gelişimi, çocukların bilgileri hangi kaynaklardan öğrendikleri ve bu gelişim alanlarının dil ve çocukların sosyal çevre ile kurdukları iletişim ile bağlantısı.
Naz Deniz Atik
Kabul aldığı program: Northwestern Üniversitesi’nde Bilişsel Psikoloji doktora programı
İlgi ve araştırma alanları: Semantik-pragmatik dil gelişimi, dil kullanımında bağlamın ve konuşma partnerinin rolü, sosyal-bilişsel gelişim ve dil gelişimi ilişkisi
Bil-Ge bünyesinde çalışan Psikoloji Bölümü son sınıf öğrencilerimizden, Refia Tezer, Naz Deniz Atik, İmge Saltık ve Merve Kiraz bitirme projeleri için TÜBİTAK’tan hibe desteği almaya hak kazandılar. Öğrencilerimizi tebrik ediyoruz!
Refia Tezer
Projenin adı: “Pantomim Testinin Revizyonu: Oyun Bağlamında Nesne Temsili”
Projenin İçeriği: Nesne temsili kişinin ortamda bulunmayan bir nesneyi başka yollarla temsil etmesidir. Ortamda herhangi bir nesne olmadığında kişi nesne temsilini uzuv veya hayali eşya kullanımı ile yapmaktadır. Hayali eşya kullanımı bilişsel gelişimin bir göstergesi kabul edilmektedir. Bu çalışmada,çocukların nesne temsili becerisini ölçmek için kullanılan Pantomim testine bir revizyon getirilerek testin içerdiği hareketler oyun bağlamına alındı. Çocuklar kendilerini oyun içerisinde daha rahat ifade edebildikleri için yaptığımız bu değişiklik ile hayali eşya kullanımının oyun bağlamında Pantomim testindekinden daha fazla olmasını bekliyoruz. Çalışmamız sayesinde 4-6 yaş Türk çocuklarının nesne temsil davranışları incelenmekte ve oyunun bu becerideki yeri ve önemi araştırılmaktadır.
Naz Deniz Atik
Projenin adı: “Türk Çocuklarda Konuşma Üsluplarının Gelişimi ve Zihin Kuramı Gelişimleri ile İlişkisi“
Projenin İçeriği: 4 ve 6 yaşındaki çocuklar ile yürütülen bu çalışmada, çocukların farklı konuşma üsluplarını ayırt etme ve bu üslupları kendi konuşmalarında kullanma yetilerinin yanı sıra bu yetilerin sosyal-bilişsel gelişimleri ile ilişkisi araştırılmaktadır. Konuştuğumuz kişiye göre değişen konuşma tarzımızı ifade eden konuşma üslupları, hem sosyal ilişkilerimizin anlamlandırılması hem de dil kullanımı açısından önemli bilgiler sağlamaktadır. Bu çalışma ile çocukların üslup gelişimine dair ayrıntılı bilgi elde edilmesi ve sosyal-bilişsel gelişimleri ile dil kullanımları arasındaki bazı ilişkilerin açıklanması amaçlanmaktadır.
İmge Saltık
Projenin adı: “Ahlaki bilinç ve zihin kuramının karşılıklı ilişkisi”
Projenin İçeriği: Zihin kuramı diğer insanların bilgi, duygu, inanç, niyet ve zihinseldurumlarını anlama becerisidir. Sosyal bir varlık olan insanda bu becerinin rolü çok büyüktür. İnsan sadece gözlenebilen yüz ifadesi, davranış ve bedensel uyaranlara değil, karşısındakinin niyetini veya kültürel ifadeleri tahmin ederek ona göre tepki vermektedir. Bu süreç gelişerek ilerler. Bu sürecin gelişmesi ahlaki bilincin oluşmasıyla aynı süreçlere denk gelir. Bir bakıma çocuklar yaşadıkları kültürün gerisi olan iyi ve kötü algısını karşısındakinin davranışlarını ve zihinsel durumunu anlayarak şekillendirir. Sonuç olarak ikisi de birbirini destekleyerek gelişirler. Biz de bu çalışmada bu süreçteki Türk ilkokul çocuklarının ahlaki bilincinin ve zihin kuramı becerisinin nasıl bir ilişki içinde olduğunu, birbirlerini nasıl ve ne açıdan desteklediğini merak ediyoruz ve araştırıyoruz.
Merve Kiraz
Projenin adı: “Sosyal Sembolik Oyunun Çocukların Bakış Açısı Alma Becerileri ile İlişkisi”
Projenin İçeriği: Çocukların günlük yaşamlarında sıklıkla anne, baba, öğretmen, doktor gibi sosyal roller alarak dahil oldukları oyun türü Sosyal Sembolik oyundur. Çocuklar bu oyun boyunca kendilerinden farklı bir karaktere bürünür, bu karakterin davranışlarını ve duygularını sürdürürler. Sosyal Sembolik oyun boyunca çocukların kendilerini duygusal ve bilişsel anlamda bu karakterlerin yerine koyması gerekmektedir ve bu yetenek bakış açısı alma becerisidir. Çocuklarda bu beceri 4-5 yaşlarında gelişirken, sosyal sembolik oyun sıklığı da bu yaşlarda artış göstermektedir. Bu nedenle biz bu çalışmada çocukların sosyal sembolik oyun ve bakış açısı alma becerileri arasındaki ilişkiyi anlamayı amaçlamaktayız. Önceki yazından farklı olarak biz bu çalışmada 5 yaşındaki çocukların oynadıkları sosyal sembolik oyun kalitesi ile bakış açısı alma becerileri arasındaki ilişkiyi incelemekteyiz.
Araştırma birimimiz bünyesinde, Dr. Öğr. Üyesi Jedediah Allen danışmanlığında projeler yürüten ekip arkadaşlarımız, Aslı Yasemin Bahar ve Bartuğ Çelik, önümüzdeki günlerde Yeditepe Üniversitesi’nde düzenlenecek olan “Uluslararası Beyin ve Bilişsel Bilim Sempozyumu”nda poster sunumu yapmak üzere kabul almışlardır. Arkadaşlarımızı tebrik ediyoruz!
Aslı Yasemin Bahar
Projenin adı: “Çocukların yanıltıcı ifadelere ilişkin güven duyguları nasıl sosyalleşir?”
Projenin İçeriği: Çocukların çeşitli durumlarda söylenen yalanlara ilişkindeğerlendirmeleri araştırılmıştır. Pilot çalışmanın sonuçlarına göre, 7-11 yaş aralığındaki çocuklar, kişisel sebepler ile (örn. bir cezadan kaçınmak için) yalan söyleyen kişilere; sosyal beklentilere uymak ve/veya başkalarının çıkarlarını gözetmek için (örn. kibar olmak için) yalan söyleyen kişilere kıyasla daha az güvenmektedir. Aynı zamanda bu farkın yaş ile birlikte arttığı gözlemlenmiştir. Yani 11 yaşındaki çocukların kişisel sebeplerle yalan söyleyenlere ilişkin güven değerlendirmeleri, 7 yaşındaki çocuklara kıyasla daha da düşük bulunmuştur. Pilot çalışmanın sonuçları, çocukların yalan söyleyen kişiler hakkında genel değil durum bazlı güven değerlendirmeleri yapma becerilerinin 7-11 yaş aralığında gelişim gösterdiğini ortaya koymaktadır.
Çalışmada ebeveynlerin yalan söyleme davranışları da incelenmiştir. Çocuklarına “Şimdi benimle gelmezsen seni burada bırakıp giderim” gibi tehdit içeren yalanları sık söyleyen ebeveynlerin çocukları, tehdit içeren yalanları daha az kullanan ebeveynlerin çocuklarına kıyasla yalan ifadeler kullanan kişilere daha düşük güven duyguları belirtmiştir. Pilot çalışmanın bu bulgusu, ebeveynlerin çocuklarına karşı kullandıkları yalanların çocuklarının diğer kişilere karşı güven duygularını etkileyebildiğini göstermektedir.
Ana çalışmanın sonuçları da yakında açıklanacaktır.
Bartuğ Çelik
Projenin adı: “Anaokulu Çocuklarında Nesneleri ve Nesneler Arası İlişkileri Soyut Düşünme Becerisi”
Projenin İçeriği: Çocuklar, nesnelerin sahip oldukları özellikleri çevre ile etkileşime geçerek öğrenirler. Erken çocukluk döneminin başlarında nesneler hakkında beklentiler edinir ve bu beklentiler üzerinden tahminde bulunurlar. Daha sonraki dönemlerde ise nesneler hakkında soyut, yani nesnelerin “şimdi ve burada olmayan” hallerini düşünme, becerisini kazanırlar. Biz bu çalışmada, çocukların farklı yaşlarda nesneleri soyut düşünme becerisi hakkında bilgi edinmeyi hedefledik. Çalışmamızda çocuklara günlük hayatlarında karşılaştıkları renkli oyun kartları ve oyun çubukları gibi nesneler gösterip çocuklardan farklı durumlarda bu nesnelerin oluşturacağı şekiller ya da konumlar hakkında tahminde bulunmalarını istedik.
Araştırmanın sonuçları gösteriyor ki çocuklar 4 yaşından sonra nesneleri ve nesneler arasındaki ilişkileri soyut düşünmeye başlıyor. Aslında nesneler üzerine soyut düşünme, en basit soyut düşünme becerilerinden biridir. Bu yüzden çalışmamızın, sayısal kavramlar, duygu durumları veya düşünceler üzerine düşünmek gibi daha karmaşık soyut düşünme becerilerinin gelişimini anlamakta bize yardımcı olduğunu düşünüyoruz.
Güncel çalışmamıza davetlisiniz!
Araştırma Merkezimiz Bil-Ge, “Kültürün Dil Aracılığıyla Çocuk Gelişimine Katkısı”nı araştıracağımız TÜBİTAK destekli yeni bir çalışmaya başlamıştır.
2018-2021 yılları arasında sürecek, 3 ile 5 yaş arasındaki çocukları bir sene ara ile takip etmemize olanak sağlayacak bu çalışmamızda, annelerin 3-5 yaş (36 ay ile 72 ay) arasındaki çocuklarına kitap okurken kullandıkları dil özelliklerinin, çocukların zihin kuramı gelişimine etkisini araştıracağız. Zihin kuramı insanların kendilerinin ve başkalarının duygu, düşünce, niyet ve isteklerini anlayabilme becerisidir. Bu çalışmada sizden, vereceğimiz bir kitabı önce araştırma merkezimizde, daha sonra evinize yapacağımız ziyarette çocuğunuza okumanızı isteyeceğiz. Aynı rutini 1 yıl sonra yeniden tekrar edeceğiz.
Çocuklarımızın gelişimi ile ilgili daha doğru bilgiler edinebilmemiz ve bilim dünyasına katkıda bulunabilmemiz sadece sizlerin desteği ile mümkün. Katılımınız sonunda bize zaman ayırdığınız ve destek olduğunu için size teşekkür edebilmek adına bir hipermarkette geçerli hediye çeki verilecektir.
Siz de hem bilime katkıda bulunmak hem de çocuğunuzla güzel vakit geçirmek istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Çalışmanın baş danışmanı:
Dr. Öğr. Üyesi Hande Ilgaz (0 312 290 20 65), hande.ilgaz@bilkent.edu.tr
Araştırmacılar:
Bahar Bozbıyık (0 530 544 38 41) e-posta: bahar.bozbiyik@bilkent.edu.tr
Elif Bürümlü-Kısa (0 532 725 51 22) e-posta:elif.brml@gmail.com
Bilkent Üniversitesi 7-8 Nisan tarihlerinde psikoloji, felsefe ve neuroscience bölümlerinin katkılarıyla gerçekleşecek olan “New Directions in Social Cognition Research” kongresine ev sahipliği yapacaktır. Katılım için kayıt yaptırılması gerekmektedir. Daha fazla bilgi için buraya tıklayınız.
Bitirme tezi kapsamında yaptıkları araştırmaları sunan tüm öğrencilerimizi tebrik ederiz. Sizinle gurur duyuyoruz!
Ayça Başçı ve Meryem Şeyda Zayim “Do Educational Apps Enhance Learning in Spatial Ability and in Number Magnitude Comparison”. Danışmanlar: Hande Ilgaz & Jedediah WP Allen
Beyza Alımcı “The Relation Between Mothers’ Expression of General Knowledge Information During Storytelling on Preschool Children’s Vocabulary Development” Danışman: Hande Ilgaz
Eda Önoğlu ve Kerem Yalçın “The Profile of Theory of Mind Development of Turkish Children and the Effects of Parenting Styles on Theory of Mind Development” Danışmanlar: Jedediah WP Allen ve Hande Ilgaz
İdil Alaftar “The Relation Between Mothers’ Talk in Problem Solving Contexts and Children’s Executive Functioning Abilities” Danışman: Hande Ilgaz
İpek Özkaya “What are the Social and Workplace Support Factors that Contribute to Mothers’ Parental Self-Efficacy and Life Satisfaction?” Danışman: Hande Ilgaz
27 Nisan Cuma günü Psikoloji ve Felsefe Bölümlerenin organize etmiş olduğu ve Floransa Üniversitesinden gelecek olan Marco Fenici’nin konuşmacı olarak katılacağı iki konuşma yapılacaktır.
Sabancı Üniversitesi Psikoloji bölümü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Sunae Kim 23 Mart 2017’de Bilkent Üniversitesinde düzenlemiş olan seminere katılarak burada çocuklar seçici öğrenme ve seçici öğretme süreçlerini hakkında yapmış olduğu araştırmaları bizlerle paylaştı kendisine teşekkür ediyoruz.
Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji bölümü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Gaye Soley, 14 Mart 2017 tarihinde Bilkent öğrencileriyle buluştu. Gaye Soley düzenlenmiş olan seminerde çocukların sosyal kategori ve gruplar hakkındaki seçimlerini incelediği araştırmaları hakkına bilgilerini bizlerle paylaştı kendisine teşekkür ediyoruz
Lisans öğrencilerimizden Eda Önoğlu ve Kerem Yalçın’ın Zihin Kuramının Türk Çocuklarında Gösterdiği Gelişim Profili ile Ebeveynlerin Çocuk Yetiştirme Tutumunun Çocukların Zihin Kuramı Üzerine Etkisi başlıklı araştırma projesi, prestijli bir TÜBİTAK hibesi olan: BİDEB 2209’u – (Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programı) almaya hak kazanmıştır. Onları bu başarıları için tebrik ediyoruz.
Bölümümüz öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Hande Ilgaz, 19-20 Kasım
2016 tarihleri arasında ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenmiş olan 4. Yetenek ve Zeka Kongresi’nde “İyi uygulamalar ve iyi projeler” kapsamında “Öğrenmek Oyun, Eğlenmek İş Olur mu?” konulu bir konuşma ile bilgilerini paylaşmıştır.
Bilkent Üniversitesi Gelişim Psikolojisi Araştırmaları Merkezi olarak hem ebeveynlerin özellikle merak ettikleri dijital medya ve çocuk gelişimi konusunda bilgi paylaşımında bulunduğumuz, hem de sizlere araştırmalarımızdan edindiğimiz bilgileri aktardığımız etkinliğimiz 5 Kasım Cumartesi günü Bilkent Üniversitesinde düzenlendi.
19. Ulusal Psikoloji Kongresinde Sunum yapan tüm öğrencilerimizi tebrik ediyoruz.
Konferanstan fotoğraflar için tıklayınız.